30 Eylül 2015 Çarşamba

Kuran ve Sünnet Işığında 86 Dua Örneği




(( اَللَّهُمَّ اهْدِنِي لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ بِإِذْنِكَ، إِنَّكَ تَهْدِي مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ.))


49. "Allahım! (Dünyada dînî konularda) ayrılığa düşüldüğünde izninle (tevfikinle) beni hakka ulaştır (dosdoğru yolda sâbit kıl).Şüphesiz ki sen, dilediğini dosdoğru yola iletirsin."


((اَللَّهُمَّ آتِنِي الْحِكْمَةَ الِّتِي مَنْ أُوتِيَهَا فَقَدْ أُوتِيَ خَيْرًا كَثِيرًا.))


50."Allahım!Bana,kime verilmişse şüphesiz ki,ona pek çok hayır verilmiş olan hikmeti ver."


(( اَللَّهُمَّ ثَبِّتْنِي بِالْقَوْلِ الثَّابِتِ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَفِي الْآخِرَةِ.))


51."Allahım!Beni,hem dünya,hem de âhiret hayatında sâbit söz (lâ ilâhe illallah) ile sâbit kıl."


(( اللَّهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ، وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِنَا، وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ وَالْفُسُوقَ وَالْعِصْيَانَ، وَاجْعَلْنَا مِنَ الرَّاشِدِينَ.))


52. "Allahım!Bize îmânı sevdir ve kalplerimizde onu güzelleştir.Küfrü, fâsıklığı (Allah'a itaatten çıkmayı) ve isyanı (Allah'a karşı gelmeyi) bize çirkin göster. Bizi, (bu sıfatlara sahip) hak yolda yürüyenlerden kıl."


(( اللَّهُمَّ قِنِي شُحَّ نَفْسِي، وَاجْعَلْنِي مِنَ الْمُفْلِحِينَ.))


53. "Allahım! Nefsimi pintilikten (cimrilikten/servet tutkusundan) koru ve beni kurtuluşa erenlerden kıl."


(( اَللَّهُمَّ رَبَّنَا آتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً، وَفِي الآخِرَةِ حَسَنَةً، وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ.))


54. "Allahım! Bize dünyada, (âfiyet, helâl rızık, faydalı ilim ve sâlih amel gibi) güzellikler ver. Âhirette de cenneti ver ve bizi cehennem azabından koru."


((اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ النَّارِ وَعَذَابِ النَّارِ، وَفِتْنَةِ الْقَبْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْغِنَى، وَشَرِّ فِتْنَةِ الْفَقْرِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ فِتْنَةِ الْمَسِيحِ الدَّجَّالِ. اَللَّهُمَّ اغْسِلْ قَلْبِي بِمَاءِ الثَّلْجِ وَالْبَرَدِ، وَنَقِّ قَلْبِي مِنَ الْخَطَايَاكَمَانَقَّيْتَ الثَّوْبَ الْأَبْيَضَ مِنَ الدَّنَسِ، وَبَاعِدْ بَيْنِي وَبَيْنَ خَطَايَايَ كَمَا بَاعَدْتَ بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْكَسَلِ والهَرَمِ، وَالْمَأْثَمِ وَالْمَغْرَمِ.))


55."Allahım!Cehennem fitnesi ve cehennem azabından, kabir fitnesi ve kabir azabından, zenginlik ve fakirlik fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Mesîh Deccâl[1] fitnesinin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Kalbimi, kar ve dolu suyu ile yıka ve beyaz elbiseyi kirden temizlediğin gibi kalbimi günahlardan temizle. Doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi, benimle günahlarımın arasını uzaklaştır. Allahım! Tembellik, yaşlılık, günah ve borçtan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوْذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ وَالْجُبْنِ والهَرَمِ وَالْبُخْلِ، وَأَعُوْذُ بِكَ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ، وَ أَعُوْذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الْمَحْيَا وَالْمَمَاتِ.))


56."Allahım! Âcizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, yaşlılıktan ve cimrilikten sana sığınırım. Kabir azabından, hayat ve ölüm fitnesinden sana sığınırım."


((اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ جَهْدِ الْبَلاءِ، وَدَرَكِ الشَّقَاءِ، وَسُوءِ الْقَضَاءِ، وَشَمَاتَةِ الأَعْدَاءِ.))


57. "Allahım! Malın az ve evlâtların çok olmasından dolayı zor ve meşakkatli bir hayat yaşamaktan, helâk olmaktan, kötü âkibetten ve düşmanların başıma gelen belâdan dolayı bana gülmelerinden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ أَصْلِحْ لِي دِينِي الَّذِي هُوَ عِصْمَةُ أَمْرِي، وَأَصْلِحْ لِي دُنْيَايَ الَّتِي فِيهَا مَعَاشِي، وَأَصْلِحْ لِي آخِرَتِي الَّتِي فِيهَا مَعَادِي، وَاجْعَلِ الْحَيَاةَ زِيَادَةً لِي فِي كُلِّ خَيْرٍ، وَاجْعَلِ الْمَوْتَ رَاحَةً لِي مِنْ كُلِّ شَرٍّ.))


58. "Allahım! Bütün işlerimin koruyucusu olan dînimi islah et. Geçim yerim olan dünyamı islah et. (Kıyâmet günü) döneceğim yer olan âhiretimi islah et. (Sana ibâdet ve itaat olan) her hayırlı işte hayatımı uzun kıl.Ölümümü, benim için dünyanın her türlü keder ve üzüntüsünden kurtulma vesilesi bir rahatlık kıl."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى، وَالتُّقَى، وَالْعَفَافَ، وَالْغِنَى.))


59. "Allahım! Senden hidâyet (üzere kalmayı), bana senin korkunu vermeni, haram olan şeylerden uzak durmayı ve bana zenginlik vermeni dilerim."


(( اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوْذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ وَالْكَسَلِ وَالْجُبْنِ وَالْبُخْلِ والهَرَمِ عَذَابِ الْقَبْرِ. اَللَّهُمَّ آتِ نَفْسِي تَقْوَاهَا، وَزَكِّهَا أَنْتَ خَيْرُ مَنْ زَكَّاهَا، أَنْتَ وَلِيُّهَا وَمَوْلاهَا. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لاَ يَنْفَعُ وَمِنْ قَلْبٍ لاَ يَخْشَعُ وَمِنْ نَفْسٍ لاَ تَشْبَعُ، وَمِنْ دَعْوَةٍ لاَ يُسْتَجَابُ لَهَا.))


60."Allahım! Âcizlikten, tenbellikten, korkaklıktan, cimrilikten,yaşlılıktan ve kabir azabından sana sığınırım. Allahım! Nefsime senin korkunu ver.Onu (her türlü maddî ve mânevî pisliklerden) temizle. Çünkü sen nefisleri en iyi temizleyensin. Sen onun sâhibi ve efendisisin. Allahım! Faydasız ilimden, huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olunmayan duâdan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ اهْدِنِي وَ سَدِّدْنِي. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى والسَّدَادَ.))


61. "Allahım! Beni doğru yola ilet. (Söz ve davranışlarımda) beni doğruya ilet. Allahım! Senden, beni doğru yola ve doğruya iletmeni dilerim."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ زَوَالِ نِعْمَتِكَ، وَتَحَوُّلِ عَافِيَتِكَ، وَفُجَاءَةِ نِقْمَتِكَ، وَجَمِيعِ سَخْطِكَ.))


62. "Allahım!(Üzerimdeki) nimetinin gitmesinden, sıhhatimin bozulmasından,ansızın gelebilecek belândan ve her türlü gazâbından (seni öfkelendirecek her şeyden) sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَمِلْتُ، وَمِنْ شَرِّ مَا لَمْ أَعْمَلْ.))


63. "Allahım! İşlediğim ve işlemediğim günahların şerrinden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ أَكْثِرْ مَالِي وَوَلَدِي، وَبَارِكْ لِي فِيمَا أَعْطَيْتَنِي.))


(( [وَأَطِلْ حَيَاتِي عَلَى طَاعَتِكَ، وَأَحْسِنْ عَمَلِي، وَاغْفِرْ لِي.]))


64. "Allahım! Malımı ve evlâtlarımı çoğalt.Rızık olarak bana verdiğin (nimetini) benim için bereketli kıl."


"Hayatımı (ömrümü) sana itaatte uzun kıl,amelimi güzelleştir ve beni bağışla."


(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ الْعَظِيمُ الْحَلِيمُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّاللهُ رَبُّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، لاَإِلَهَ إِلاَّاللهُ رَبُّ السَّمَوَاتِ وَرَبُّ الأَرْضِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْكَرِيمِ.))


65. "Azîm ve Halîm olan Allah'tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Yüce Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Göklerin, yerin ve yüce Arş'ın Rabbi olan Allah'tan başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur."


(( اَللَّهُمَّ رَحْمَتَكَ أَرْجُو، فَلاَ تَكِلْنيِ إِلىَ نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ، وَأَصْلِحْ ليِ شَأْنِي كُلَّهُ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ.))


66. "Allahım! Senin rahmetini umarım. Göz açıp kapayıncaya kadar -bile olsa- beni nefsime bırakma. Bütün işlerimi islah et. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur."


(( لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ سُبْحَانَكَ إِنِّي كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِينَ.))


67. "(Allahım!) Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Seni bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim. Gerçekten ben zâlimlerden oldum."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي عَبْدُكَ، ابْنُ عَبْدِكَ، ابْنُ أَمَتِكَ، نَاصِيَتيِ بِيَدِكَ، مَاضٍ فِيَّ حُكْمُكَ، عَدْلٌ فِيَّ قَضَاؤُكَ، أَسْأَلُكَ بِكُلِّ اسْمٍ هُوَ لَكَ، سَمَّيْتَ بِهِ نَفْسَكَ، أَوْ أَنْزَلْتَهُ فيِ كِتَابِكَ، أَوْ عَلَّمْتَهُ أَحَداً مِنْ خَلْقِكَ، أَوْ إِسْتَأْثَرْتَ بِهِ فيِ عِلْمِ الْغَيْبِ عِنْدَكَ، أَنْ تَجْعَلَ الْقُرْآنَ رَبِيعَ قَلْبيِ، وَنُورَصَدْرِي، وَجَلاَءَ حُزْنيِ، وَذَهَابَ هَمِّي.))


68. "Allahım! Ben senin kulunum. Erkek ve kadın kullarının çocuğuyum.Benim kontrolüm senin elindedir. Benim hakkımda senin hükmün geçerlidir. Senin, benim hakkımdaki takdirin adâlettir.Sen,kendini isimlendirdiğin, Kitabında indirdiğin, kullarından birisine öğrettiğin veya katındaki gayb ilminde kendine has kıldığın sana âit her isimle: Kur’an’ı, kalbimin baharı, göğsümün nûru, hüznümün ortadan kalkması ve kederimin gitmesi (için vesile) kıl(manı dilerim)."


(( اَللَّهُمَّ مُصَرِّفَ القُلُوبِ! صَرِّفْ قَلْبِي عَلَى طَاعَتِكَ.))


69. "Ey kalpleri (küfürden îmâna, îmândan küfre dilediği gibi) çeviren Allahım! Kalbimi, sana itaate çevir."


(( يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ! ثَبِّتْ قَلْبِي عَلَى دِينِكَ.))


70. "Ey kalpleri (dilediği gibi) değiştiren (Allahım)! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلـُكَ الْيَقِينَ، وَالْعَفْوَ، وَالْعَافِيَةَ فيِ الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ.))


71. "Allahım! Dünya ve âhirette senden yakîn (şüphesiz îman), af ve âfiyet dilerim."


(( اَللَّهُمَّ أَحْسِنْ عَاقِبَتَنَا فِي الأُمُورِ كُلِّهَا، وَأَجِرْنا مِنْ خِزْيِ الدُّنْيَا وَعَذاَبِ الآخِرِةِ.))


72. "Allahım!Her bakımdan sonumuzu güzel eyle. Bizi dünya ve âhirette perişan olmaktan koru."


(( ربِّ أَعنِّي وَلا تُعِنْ عَلَّي، وَانْصُرْنِي وَلاَ تَنْصُرْ عَلَيَّ، وَامْكُرْ لِي وَلاَ تَمْكُرْ عَلَيَّ، وَاهْدِنِي وَيَسِّرِ الْهُدَي إِلَيَّ، وَانْصُرْنِي عَلَى مَنْ بَغَى عَلَيَّ، ربِّ اجْعَلْنِي ذَكَّاراً لَكَ شَكَّاراً لَكَ، مِطْوَاعاً لَكَ مُخْبِتًا إِلَيْكَ أَوَّاهًا مُنِيْباً، رَبِّ تَقَبَّلْ تَوْبَتِي، وَاغْسِلْ حَوْبَتِي، وَأَجِبْ دَعْوَتِي، وَثَبِّتْ حُجَّتِي، وَاهْدِ قَلْبِي، وَسَدِّدْ لِسَانِي، وَاسْلُلْ سَخِيمَةَ قَلْبِي.))


73. "Rabbim! Bana yardım et (seni anmaya, sana şükretmeye ve sana güzel bir şekilde ibâdet etmeye beni muvaffak kıl). (Nefis, şeytan, cin ve insanlardan olan düşmanlarımın) bana üstün gelerek sana itaatten beni alıkoymasına izin verme. Düşmanlarımı başımdan savma yolunu bana göster. Nefsimi savunmama fırsat vermeyecek yolu düşmanıma gösterme. Bana hayırlı amelleri göster. Hidâyete uymayı bana kolay kıl (ki sana itaat etmek nefsime ağır gelmesin ve sana ibâdet etmekten meşgul olmayayım). Bana zulmeden kimseye karşı bana yardım et. Rabbim! Beni, seni sürekli anan, sana (nimetlerine) çok şükreden, sana çok itaat eden, sana çok boyun eğen, sana çok tevbe eden bir kul eyle. Rabbim! Tevbemi kabul eyle. Benim günahımı bağışla. Duâmı kabul et. (Dünya ve âhirette senin düşmanlarına karşı) huccetimi sağlam kıl.Kalbimi seni tanımaya ilet.Dilimi islah et (ki doğru ve haktan başka bir şey söylemesin). (Kalpte yetişen ve oraya yerleşen kin ve haset gibi kötü ahlakı) kalbimden çıkar."


(( اَللَّهُمَّ إِنَّا نَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ مِنْهُ نَبِيُّكَ مُحَمَّدٌ ج، وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا اسْتَعَاذَ مِنْهُ نَبِيُّكَ مُحَمَّدٌ ج، وَأَنْتَ الْمُسْتَعَانُ، وَعَلَيْكَ الْبَلَاغُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ.))


74. "Allahım!Peygamberin Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in senden istediği iyilikleri biz de senden isteriz. Peygamberin Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sana sığındığı kötülüklerden biz de sana sığınırız.Kendisinden yardım istenen yalnızca sensin ve istenen şeye ancak sen ulaştırırsın. Güç ve kuvvet, ancak Allah'tandır."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ سَمْعِي، وَمِنْ شَرِّ بَصَرِي، وَمِنْ شَرِّ لِسَانِي، وَمِنْ شَرِّ قَلْبِي، وَمِنْ شَرِّ مَنِيِّي.))


75. "Allahım! (Çirkin gördüğün şeyleri işitmemek için) kulaklarımın şerrinden, (hoşnut olmadığın şeyleri görmemek için) gözlerimin şerrinden,(beni ilgilendirme-yen şeyleri konuşmamak için) dilimin şerrinden, (bozuk bir inanç ile kin ve haset gibi kötü bir ahlaka sahip olmamak için) kalbimin şerrinden, (zinâya veya ona götüren yollara düşmemek için) menimin (uçkurumun) şerrinden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْبَرَصِ وَالْجُنُونِ وَالْجُذَامِ وَمِنْ سَيِّئْ الْأَسْقَامِ.))


76. "Allahım! Alaca (abraş), delilik, cüzzam (gibi hastalıklardan) ve her türlü kötü hastalıklardan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ مُنْكَرَاتِ الْأَخْلَاقِ وَالْأَعْمَالِ وَالْأَهْوَاءِ.))


77. "Allahım! Çirkin ahlaktan, (açık) amellerden ve hevâlar(a uymak)dan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنَّكَ عُفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ، فَاعْفُ عَنِّي.))


78. "Allahım!Şüphesiz ki sen,bağışlamayı seven, çok bağışlayıcısın, çok cömertsin. O halde beni de bağışla."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ فِعْلَ الْخَيْرَاتِ، وَتَرْكَ الْمُنْكَرَاتِ، وَحُبَّ الْمَسَاكِينِ، وَأَنْ تَغْفِرَ لِي، وَتَرْحَمَنِي، وَإِذَا أَرَدْتَ فِتْنَةَ قَوْمٍ فَتَوَفَّنِي غَيْرَ مَفْتُونٍ، أَسْأَلُكَ حُبَّكَ، وَحُبَّ مَنْ يُحِبُّكَ، وَحُبَّ عَمَلٍ يُقَرِّبُ إِلَى حُبِّكَ.))


79. "Allahım! Senden hayırlı işler yapmayı, çirkin amelleri bırakmayı,yoksulları sevmeyi,beni bağışlamanı ve bana merhamet etmeni dilerim.Bir topluluğu imtihan etmek istediğinde, senin yolundan şaşırmamış olarak beni vefat ettir. Allahım! Senden, seni ve seni sevenleri sevmeyi ve beni, seni sevmeye yaklaştıracak ameli sevmeyi dilerim."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ الْخَيْرِ كُلِّهِ، عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ، مَا عَلِمْتُ مِنْهُ، وَمَا لَمْ أَعْلَمْ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ الشَّرِّ كُلِّهِ، عَاجِلِهِ وَآجِلِهِ، مَا عَلِمْتُ مِنْهُ، وَمَا لَمْ أَعْلَمْ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا سَأَلَكَ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا عَاذَ بِهِ عَبْدُكَ وَنَبِيُّكَ، اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ، وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ النَّارِ، وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ، وَأَسْأَلُكَ أَنْ تَجْعَلَ كُلَّ قَضَاءٍ قَضَيْتَهُ لِي خَيْرًا.))


80. "Allahım! Dünya ve âhirette olan, bildiğim ve bilmediğim bütün iyilikleri senden dilerim.Yine dünya ve âhirette olan, bildiğim ve bilmediğim bütün kötülük-lerden sana sığınırım.Allahım! Kulun ve peygamberin (Muhammed')in senden dilediği bütün iyilikleri ben de senden dilerim.Kulun ve peygamberin (Muhammed')in ondan sakındığı bütün kötülüklerden ben de sana sığınırım. Allahım! Cenneti ve ona yaklaştıran söz veya ameli senden dilerim. Cehennemden ve ona yaklaştıran söz veya amelden sana sığınırım. Hakkımda takdir ettiğin her hükmü (kaderi) benim için hayırlı kılmanı senden dilerim."


(( اَللهم احْفَظْنِي بِالْإِسْلاَمِ قَائِمًا، وَاحْفَظْنِي بِالْإِسْلاَمِ قَاعِدًا، وَاحْفَظْنِي بِالْإِسْلاَمِ رَاقِدًا، وَلاَ تُشْمِتْ بِيَ عَدُوًّا وَلاَ حَاسِدًا، اَللهم إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ كُلِّ خَيْرٍ خَزَائِنُهُ بِيَدِكَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ كُلِّ شَرٍّ خَزَائِنُهُ بِيَدِكَ.))


81. "Allahım! Beni, ayakta iken İslâm üzere koru (sâbit kıl). Beni otururken İslâm üzere koru (sâbit kıl). Beni uyurken İslâm üzere koru (sâbit kıl).Hiçbir düşmanın ya da hasetçinin başıma gelen belâdan dolayı halime gülmesine izin verme.Allahım! Anahtarları senin elinde olan bütün iyilikleri senden dilerim.Anahtarları senin elinde olan bütün kötülüklerden de sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ اقْسِمْ لَنَا مِنْ خَشْيَتِكَ مَا تَحُولُ بِهِ بَيْنَنَا وَبَيْنَ مَعاصِيكَ، وَمِنْ طَاعَتِكَ مَا تُبَلِّغُنَا بِهِ جَنَّتَكَ، وَمِنَ الْيَقِينِ مَا تُهَوِّنُ بِهِ عَلَيْنَا مَصَائِبَ الدُّنْيَا، اَللَّهُمَّ وَمَتِّعْنَا بِأَسْمَاعِنَا، وَأَبْصَارِناَ، وَقُوَّاتِناَ ماَ أَحْيَيْتَنَا، وَاجْعَلْهَا الْوَارِثَ مِنَّا، وَاجْعَلْ ثَأْرَنا عَلَى مَنْ ظَلَمَنَا، وَانْصُرْناَ عَلَى مَنْ عَادَانَا، وَلاَ تَجْعَلِ الدُّنْياَ أَكْبَرَ هَمِّنَا، وَلاَ مَبْلَغَ عِلْمِنا، ولا تَجْعَلْ مُصِيبَتَناَ فِي دِينِنَا، وَلاَ تُسَلِّطْ عَلَيْنَا مَنْ لاَ يَرْحَمُنَا.))


82."Allahım!Bize,günah işlememize engel olacak senden korkmayı, bizi cennetine iletecek hayırlı ameller işlemeyi, bize dünya belâlarını hafifletecek yakîn derecesine ermeyi nasip eyle. Allahım! Bizi yaşattığın sürece kulaklarımızdan, gözlerimizden, güçlerimizden yararlanmayı ((kulaklarımızı, gözlerimizi ve güçlerimizi sana itaatte kullanmayı) bize nasip eyle.Ben ölünceye kadar onları sağlıklı kıl.Bize zulmeden kimseden öcümüzü al.Bize düşmanlık edene karşı bize yardım et. Dünyayı en çok düşündüğümüz bir varlık ve ilmimizin tek gâyesi hâline getirme. (Kötü inanç ve haram yemek gibi) dînimizi eksiltecek şeylerle bizi belâlarla karşı karşıya bırakma.(İşlediğimiz günahlar sebebiyle) bize acımayan kimseleri başımıza hükümran kılma."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبُخْلِ، وَ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ، وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أُرَدَّ إِلىَ أَرْذَلِ الْعُمْرِ، وَ أعُوذُ بِكَ مِنْ فِتْنَةِ الدُّنْيَا وَ عَذَابِ الْقَبْرِ.))


83. "Allahım! Cimrilikten sana sığınırım. Korkaklıktan sana sığınırım. Ömrün sonunda güçsüz kalmaktan (yaşlılıktan ve bunamaktan) sana sığınırım. Dünya fitnesinden (güzel ve süslü görünüşüyle âhireti bana unutturmasından) ve kabir azabından (onu gerektiren amellerden) sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ خَطِيئَتِي، وَجَهْلِي، وَإِسْرَافِي فِي أَمْرِي، وَ مَا أَنْتَ أَعْلَمُ بِهِ مِنِّي. اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي هَزْلِي وجِدِّي، وخَطَئِي وَعَمْدِي، وَكُلُّ ذَلِكَ عِنْدِي.))


84."Allahım!Günahımı,bilgisizliğimi,haddi aştığım ve benden daha iyi bildiğin bütün günahlarımı bağışla.Allahım!Şakamı, ciddimi, bilmeyerek veya bilerek işlediğim günahlarımı bağışla.Bunların hepsi de bende mevcuttur."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي ظَلَمْتُ نَفْسِي ظُلْمًا كَثِيرًا، وَلاَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ أَنْتَ، فَاغْفِرْ لِي مَغْفِرَةً مِنْ عِنْدِكَ، وَارْحَمْنِي، إِنَّك أَنْتَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ.))


85. "Allahım! Nefsime çok zulmettim.Günahları ancak sen bağışlarsın. Katından bir mağfiretle beni bağışla ve bana merhamet eyle.Şüphesiz ki sen, çok bağışlayan ve çok merhamet edensin."


(( اَللَّهُمَّ لَكَ أَسْلَمْتُ، وَبِكَ آمَنْتُ، وَعَلَيْكَ تَوَكَّلْتُ، وَإِلَيْكَ أَنَبْتُ، وَبِكَ خَاصَمْتُ. اَللَّهُمَّ إنِّي أَعُوذُ بِعِزَّتِكَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ أَنْ تُضِلَّنِي، أَنْتَ الْحَيُّ الَّذِي لاَ يَمُوتُ، وَالْجِنُّ وَالإِنْسُ يَمُوتُونَ.))


86. "Allahım! Sana teslim oldum,sana îmân ettim sana tevekkül ettim ve sana döndüm. Bana verdiğin huccetle düşmanını düşman edindim. Beni saptırmandan, senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilâh olmayan izzetine sığınıyorum. Sen ölmeyen Hayy'sın, ancak cinler ve insanların hepsi öleceklerdir."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَالغَنِيمَةَ مِنْ كُلٍّ بِرٍّ، وَالسَّلاَمَةَ مِنْ كُلِّ إِثْمٍ، وَالْفَوْزَ بِالجَنَّةِ، وَالنَّجَاةَ مِنَ النَّارِ.))


87. "Allahım! Senden rahmetini gerektiren şeyleri (cennete girmeyi sağlayan sebepleri) ve bağışlamanı gerektiren amelleri, her türlü iyiliklerden (taat ve ibâdetlerden) istifâde etmeyi ve her türlü günahlardan uzaklaşmayı,cenneti kazanmayı ve cehennemden kurtulmayı dilerim."


(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ.))


88. "Allahım!Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları bağışla."


(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي ذَنْبِي، وَوَسِّع لِي فِي دَارِي، وَبَارِكْ لِي فِي رِزْقِي.))


89. "Allahım! Günahımı bağışla. Evimi genişlet ve rızkımı bereketli kıl."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ وَ رَحْمَتِكَ، فَإِنَّهُ لاَ يَمْلِكُهَا إِلاَّ أَنْتَ.))


90. "Allahım! Senin lütfundan ve rahmetinden dilerim. Çünkü ona ancak sen sahipsin."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْهدْمِ وَالتَّرَدِّي، وَمِنَ الْغَرقِ وَالْحَرْق وَالْهَرَم، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ يَتَخَبَّطَنِي الشَّيْطَانُ عِنْدَ الْمَوْتِ، وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ فيِ سَبِيلِكِ مُدْبِراً، وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أَمُوتَ لَدِيغاً.))


91. "Allahım! Yıkıntı (göçük) altında kalarak ölmekten, (tepe gibi yüksek yerden) düşüp ölmekten, boğularak ölmekten, yangında yanarak ölmekten ve yaşlılıktan dolayı güçsüz kalmaktan sana sığınırım. Ölüm anında şeytanın beni şaşırtmasından sana sığınırım. Senin yolunda (cihadda) savaşırken savaştan kaçarak ölmekten sana sığınırım. Yılan ve akrep gibi zehirli hayvanlar tarafından sokularak ölmekten sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ الْجُوعِ؛ فَإِنَّهُ بِئْسَ الضَّجِيعُ،وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ الْخِيَانَةِ؛ فَإِنَّهَا بِئْسَتِ الْبِطَانَةُ.))


92. "Allahım! Açlıktan sana sığınırım. Çünkü açlık, ne kötü bir arkadaştır.İhânetten sana sığınırım. Çünkü ihânet, ne kötü gizli bir haslettir."


(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْعَجْزِ، وَالْكَسَـلِ، وَالْبُخْلِ، وَالْجُبْنِ، وَالْهَرَم، وَالْقَسْوَةِ، وَالْغَفْلَةِ، وَالْعَيْلَةِ، وَالذِّلَةِ، وَالْمَسْكَنَةِ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ الْفَقْرِ، وَالْكُفْرِ، وَالْفُسُوقِ، وَالرِّيَاءِ، وَ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الصَّمَمِ، وَالْبَكَمِ، وَالْجُنُونِ، وَالْجُـذَامِ، وَالْبَرصِ، وَسَيِّءِ اْلأَسْقَامِ.))


93. "Allahım! Âcizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan, yaşlılıktan dolayı güçsüz kalmaktan, katı kalplilikten, gafletten, fakirlikten, zillet ve yoksulluktan sana sığınırım.Fakirlikten, küfürden, her türlü günahtan ve gösterişten sana sığınırım. Sağır ve dilsiz kalmaktan, delilikten, cüzzam, alaca (abraş hastalığın)dan ve her türlü kötü hastalıklardan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْفَقْرِ، وَالْفَاقَةِ، والقلة، وَالذِّلَةِ. وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ أَنْ أَظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ.))


94. "Allahım! Fakirlikten, muhtaç olmaktan, hayır kapılarının azlığından ve (insanların gözlerinde) zelil duruma düşmekten sana sığınırım. Zulmetmekten veya zulme uğramaktan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ جَارِ السَّوْءِ فِي دَارِ الْمُقَامَةِ، فَإِنَّ جَارَ الْبَادِيَةِ يَتَحَوَّلُ عَنْكَ.))


95. "Allahım! İkâmet yurdunda (dünyada) kötü komşudan sana sığınırım. Çünkü çöldeki komşu, senden ayrılıp başka tarafa yönelir (yani bozkırdaki göçebe komşuluk, şehir ve kasabadaki komşuluk gibi değildir. Çünkü göçebe komşuluğu gelip-geçicidir ve kötülüğü, dünyadaki komşuluktan daha azdır.)


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ قَلْبٍ لَا يَخْشَعُ، وَمِنْ دُعَاءٍ لَا يُسْمَعُ، وَمِنْ نَفْسٍ لَا تَشْبَعُ، وَمِنْ عِلْمٍ لَا يَنْفَعُ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَؤُلَاءِ الْأَرْبَعِ.))


96. "Allahım! Huşû duymayan (seni zikretmekle sukûnet bulmayan ve mutmain olmayan) kalpten, kabul olunmayan duâdan, (Allah'ın kendisine rızık olarak verdiklerine) doymayan nefisten ve (amel edip insanlara öğretemediğim, ahlakımı, sözlerimi ve davranışlarımı düzeltmeyen) faydasız ilimden sana sığınırım. (Allahım!) Bu dört şeyden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أعُوذُ بِكَ مِنْ يَوْمِ السُّوءِ، وَمِنْ لَيْلَةِ السُّوءِ، وَمِنْ سَاعَة السُّوءِ، وَمِنْ صَاحِبِ السُّوءِ ، وَمِنْ جَارِ السُّوءِ، فِي دَارِ المُقَامَةِ.))


97. "Allahım! İkâmet yurdunda (dünyada) kötü günden, kötü geceden, kötü saatten, kötü arkadaştan ve kötü komşudan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ، وَأَسْتَجِيرُ بِكَ مِنَ النَّارِ .))


98. "Allahım! Senden cenneti dilerim ve cehennemden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ فَقِّهْنيِ الدِّينِ.))


99. "Allahım! Beni dînde fakih (bilgili) kıl."


(( اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ أَنْ أُشْرِكَ بِكَ وَأَناَ أَعْلَمُ، وَأَسْتَغْفِرُكَ لِماَ لاَ أَعْلَمُ.))


100. "Allahım! Bilerek sana şirk koşmaktan sana sığınırım.Bilmediklerim için de senden mağfiret dilerim."


(( اَللَّهُمَّ انْفَعْنِي بِمَا عَلَّمْتَنِي، وَعَلِّمْنِي مَا يَنْفَعُنِي، وَزِدْنِي عِلْماً.))


101. "Allahım! (Dîn ve dünya işlerinde) bana fayda verecek ilim ver. Bana fayda verecek şeyi öğret ve benim ilmimi arttır."


(( اَللَّهُـمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَاِفعاً، وَرِزْقاً طَيِّباً، وَعَمَلاً مُتَقَبَّلاً))


102. "Allahım! Senden, faydalı bir ilim, temiz bir rızık ve kabul olunan bir amel dilerim."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ يَا اَللهُ بِأَنَّكَ الْوَاحِدُ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَ لَمْ يُولَدْ وَ لَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ، أَنْ تَغْفِرَ ليِ ذُنُوبِي، إِنَّكَ أَنْتَ الْغَفُورُ الَّرَحِيمُ.))


103. "Allahım! Sen ki birsin,teksin Ey Allah! Samed’sin.Doğmamış ve doğurmamışsın. Hiçbir benzeri olmayansın.Senden günahlarımı bağışlamanı dilerim. Çünkü sen, çok bağışlayan ve çok merhamet edensin."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنَّ لَكَ الْحَمْدَ، لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ وَحْدَكَ لاَشَرِيكَ لَكَ، الْمَنَّانُ، يَا بَدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضِ يَا ذَا الْجَلاَلِ وَاْلإِكْرَامِ، يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ! إِنِّي أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنَ النَّارِ.))


104. "Allahım! Senden dilerim ki hamd sanadır. Senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilah yoktur. Sen birsin. Senin hiçbir ortağın yoktur.Sen, bol bol verensin.Ey göklerin ve yerin yaratıcısı! Ey celâl ve ikram sahibi! Ya Hayy, Ya Kayyûm! Senden cenneti dilerim ve cehennemden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِأَنِّي أَشْهَدُ أَنَّكَ أَنْتَ اللهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ اْلأَحَدُ الصَّمَدُ الَّذِي لَمْ يَلِدْ وَلَمْ يُولَدْ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ كُفُواً أَحَدٌ.))


105. "Allahım! Yalnızca senin Allah olduğuna, senden başka hakkıyla ibâdete lâyık hiçbir ilahın olmadığına, bir ve samed olduğuna, doğmamış ve doğurmamış olduğuna, hiçbir benzerinin olmadığına şehâdet ederek senden dilerim."


(( رَبِّ اغْفِرْ ليِ وَتُبْ عَلَىَّ إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الْغَفُورُ.))


106. "Rabbim! Beni bağışla ve tevbemi kabul et. Şüphesiz ki sen, tevbeleri çokça kabul eden, çokça bağışlayansın."


(( اَللَّهُمَّ بِعِلْمِكَ الْغَيْبَ وَقُدْرَتِكَ عَلَى الْخَلْقِ أَحْيِنِي مَا عَلِمْتَ الْحَيَاةَ خَيْراً ليِ، وَتَوَفَّنِي إِذَا عَلِمْتَ الْوَفَاةَ خَيْراً ليِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَشْيَتَكَ فيِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ. وَأَسْأَلُكَ كَلِمَةَ الْحَقِّ فيِ الرِّضَا وَالْغَضَبِ. وَأَسْأَلُكَ الْقَصْدَ فيِ الْغِنَى وَالْفَقْرِ. وَأَسْأَلُكَ نَعِيماً لاَ يَنْفَدُ. وَأَسْأَلُكَ قُرَّةَ عَيْنٍ لاَتَنْقَطِعُ. وَأَسْأَلُكَ الرِّضَا بَعْدَ الْقَضَاءِ. وَأَسْأَلُكَ بَرْدَ الْعَيْشِ بَعْدَ الْمَوْتِ. وَأَسْأَلُكَ لَذَّةَ النَّظَرِ إِلَى وَجْهِكَ، وَالشَّوْقَ إِلَى لِقَائِكَ فيِ غَيْرِ ضَرَّاءَ مُضِرَّةٍ وَلاَ فِتْنَةٍ مُضِلَّةِ. اَللَّهُمَّ زَيِّنـَّا بِزِينَةِ الْإِيمَانِ، وَاجْعَلْنَا هُدَاةً مُهْتَدِينَ.))


107. "Allahım! Gayb ilmin ve yaratma kudretin ile hayatın benim için hayırlı olduğunu bildiğin sürece beni yaşat(manı), ölümün benim için daha hayırlı olduğunu bildiğin sürece de beni vefat ettir (meni senden diliyorum). Allahım! Gizli ve âşikâr hallerimde senden hakkıyla korkmayı dilerim.Senden rıza ve öfke anında hak sözü söylemeyi dilerim.Zenginlik ve fakirlikte senden orta yollu olmayı dilerim.Senden bitmeyen bir göz aydınlığı dilerim. Senden, kazaya rıza göstermeyi ve ölümden sonra rahat bir hayat dilerim. Senden, yüzüne bakmanın lezzetini, zarar verici bir hastalık ve saptırıcı bir fitneye uğramaksızın sana kavuşmanın özlemini dilerim. Allahım! Bizi îmân zineti ile süsle ve bizi hidâyete ermiş,doğru yolun rehberleri kıl."


(( اَللَّهُمَّ ارْزُقْنِي حُبَّكَ، وَحُبَّ مَنْ يَنْفَعُنِي حُبُّهُ عِنْدَكَ. اَللَّهُمَّ مَا رَزَقْتَنِي مِمَّا أُحِبُّ فَاجْعَلْهُ قُوَّةً لِي فِيمَا تُحِبُّ. اَللَّهُمَّ وَمَا زَوَيْتَ عَنِّي مِمَّا أُحِبُّ فَاجْعَلْهُ فَرَاغًا لِي فِيمَا تُحِبُّ.))


108. "Allahım! Bana senin sevgini ve sevgisi senin katında bana fayda verecek kimsenin sevgisini nasip eyle.Allahım!(Beden sağlığı ve kuvveti,mal,mevki, makam ve evlat gibi) hoşuma giden şeyleri, senin sevdiğin ve hoşnut olduğun şeylerde harcamam için bana güç (ve kuvvet) kıl.Allahım! Sevdiğim ama bana nasip etmediğin (mal ve evlat gibi) şeyleri, senin sevdiğin ve hoşnut olduğun (zikir ve taat gibi) şeylerde benim için yardımcı kıl."


(( اَللَّهُمَّ طَهِّرْنِي مِنْ الذُّنُوبِ وَالْخَطَايَا. اَللَّهُمَّ نَقِّنِي مِنْهَا كَمَا يُنَقَّى الثَّوْبُ الْأَبْيَضُ مِنْ الدَّنَسِ. اَللَّهُمَّ طَهِّرْنِي بِالثَّلْجِ وَالْبَرَدِ وَالْمَاءِ الْبَارِدِ.))


109. "Allahım!Beni günah ve hatalardan temizle. Allahım! Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi, beni de günahlardan temizle. Allahım! Beni, kar, su ve dolu ile temizle."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْبُخْلِ وَ الْجُبْنِ وَسُوءِ الْعُمُرِ وَفِتْنَةِ الصَّدْرِ وَعَذَابِ الْقَبْرِ.))


110. "Allahım! Cimrilikten, korkaklıktan, ömrün sonunda güç ve takatten düşmekten (bunayıp çocuklar gibi hareket etmekten), kalbin bozulup (tevbe etmeden) ölmesinden ve kabir azabından sana sığınırım."


(( اَللَّهُـمَّ رَبَّ جَبْرَائِيلَ، وَمِيكَـائِيلَ، وَإِسْرَافِيلَ! أَعُوذُ بِكَ مِنْ حَرِّ النَّارِ، وَمِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ.))


111. "Cebrâil, Mikâil ve İsrâfil’in Rabbi olan Allahım! Cehennem sıcağından ve kabir azabından sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ أَلْهِمْنِي رُشْدِي وَأَعِذْنِي مِنْ شَرِّ نَفْسِي.))


112. "Allahım! Beni,olgunluğa ermeye muvaffak eyle ve beni, nefsimin şerrinden koru."


(( اَللَّهُـمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِلْماً نَاِفعاً، وَ أَعُوذُ بِكَ مِنْ عِلْمٍ لاَ يَنْفَعُ.))


113. "Allahım! Senden, faydalı bir ilim dilerim ve fayda vermeyen ilimden sana sığınırım."


(( أَللَّهُمَّ رَبَّ السَّمَاوَاتِ السَّبْعِ وَاْلأَرْضِ، وَرَبَّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ، رَبَّنَا وَرَبَّ كُلِّ شَيْءٍ، فَالِقَ الْحَبِّ وَالنَّوَى، وَمُنْزِلَ التَّوْرَاةِ وَالإِنْجِيلِ، وَالْفُرْقَانِ، أَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ كُلِّ شَيْءٍ أَنْتَ آخِذٌ بِنَاصِيَتِهِ. اَللَّهُمَّ أَنْتَ الأَوَّلُ فَلَيْسَ قَبْلَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ الآخِرُ فَلَيْسَ بَعْدَكَ شَيْءٌ وَأَنْتَ الظَّاهِرُ فَلَيْسَ فَوْقَكَ شَيْءٌ، وَأَنْتَ البَاطِنُ فَلَيْسَ دُونَكَ شَيْءٌ، اِقْضِ عَنَّا الدَّيْنَ، وَأَغْنِنَا مِنَ الْفَقْرِ.))


114. "Yedi kat semânın ve yerin Rabbi, yüce arşın Rabbi, bizim Rabbimiz, her şeyin Rabbi, tane ve çekirdekleri yaran, Tevrat’ı, İncil’i ve Furkan’ı indiren Allahım! Alnından tuttuğun her şeyin şerrinden sana sığınırım.Allahım! Sen Evvel’sin, senden önce hiçbir şey yoktur. Sen Âhir’sin, senden sonra hiçbir şey yoktur. Sen, Zâhir’sin, senden üstte hiçbir şey yoktur. Sen Bâtın’sın, senden öte hiçbir şey yoktur.Bizden borcu gider ve bizi fakirlikten kurtarıp zenginleştir."


(( اللَّهُمَّ أَلِّفْ بَيْنَ قُلُوبِنَا، وَأَصْلِحْ ذَاتَ بَيْنِنَا، وَاهْدِنَا سُبُلَ السَّلَامِ، وَنَجِّنَا مِنْ الظُّلُمَاتِ إِلَى النُّورِ، وَجَنِّبْنَا الْفَوَاحِشَ مَا ظَهَرَ مِنْهَا وَمَا بَطَنَ، وَبَارِكْ لَنَا فِي أَسْمَاعِنَا وَأَبْصَارِنَا وَقُلُوبِنَا وَأَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا، وَتُبْ عَلَيْنَا، إِنَّكَ أَنْتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ، وَاجْعَلْنَا شَاكِرِينَ لِنِعْمَتِكَ مُثْنِينَ بِهَا عَلَيْكَ، قَابِلِينَ لَهَا، وَأَتِمَّهَا عَلَيْنَا.))


115. "Allahım! Kalplerimizin arasına sevgi yerleştir (kalplerimize, birbirini sevmeyini nasip et). Hallerimizi düzelt. Bizi selâmet yollarına ilet. Bizi karanlıklardan kurtarıp aydınlığa kavuştur. Bizi (zinâ gibi), açık ve gizli büyük günahlardan uzak tut. Kulaklarımıza, gözlerimize, kalplerimize, eşlerimize ve nesillerimize bereket ver. Tevbelerimizi kabul eyle. Çünkü sen, tevbeleri çok kabul eden,çok merhamet edensin.Bizi, nimetine şükredenlerden, onunla sana övgüde bulunanlardan ve onu kabul edenlerden eyle ve nimetini üzerimize tamamla."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ الْمَسْأَلَةِ وَخَيْرَ الدُّعَاءِ وَخَيْرَ النَّجَاحِ، وَخَيْرَ الْعَمَلِ، وَخَيْرَ الثَّواَبِ، وَخَيْرَ الْحَيَاةِ، وَخَيْرَ الْمَمَاتِ، وَثَبِّتْنِي، وثَقِّلْ مَوَازِينِي، وَحَقِّقْ إِيمَانِي، وَارْفَعْ دَرَجَتِي، وَتَقَبَّلْ صَلاَتِي، وَاغْفِرْ خَطِيئتِي، وَأَسْأَلُكَ الدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الْجَنَّةِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ فَوَاتِحَ الْخَيْرِ، وَخَوَاتِمَهُ، وَجَوَامِعَه، وَأَوَّلَهُ، وظَاهِرَهُ، وَبَاطِنَهُ، وَالدَّرَجَاتِ العُلَى مِنَ الجَنَّة آمِينَ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ مَا آتيِ، وَمَا أَفْعَلُ، وَخَيْرَ مَا أَعْمَلُ، وَخَيْرَ مَا بَطَنَ، وَخَيْرَ مَا ظَهَرَ، وَالدَّرَجَاتِ العُلَى مِنَ الجَنَّة، آمِينَ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تَرْفَعَ ذِكْرِي، وَتَضَعَ وِزْرِي، وَتُصْلِحَ أَمْرِي، وَتُطَهِّرَ قَلْبِي، وَ تُحَصِّنَ فَرْجِي، وَتُنَوِّرَ قَلْبِي، وَتَغْفِر لِي ذَنْبِي ، وَأَسْأَلُكَ الدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الجَنَّةِ، آمين. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ أَنْ تُبَارِكَ فِي نَفْسِي، وَفيِ سَمْعِي، وَفِي بَصَرِي، وَفِي رُوحِي، وَفِي خَلْقِي، وَفِي خُلُقِي، وَفِي أَهْلِي، وَفِي مَحْيَايَ، وَفِي مَمَاتِي، وَفِي عَمَلِي، وَتَقَبَّلْ حَسَناَتِي، وَأَسْأَلُكَ الدَّرَجَاتِ الْعُلَى مِنَ الجَنَّةِ، آمِينَ.))


116. "Allahım!Senden isteğin, duânın, başarının, çalışmanın,mükâfatın, hayatın ve ölümün hayırlı olanını dilerim.Allahım!Ayaklarımı doğru yolda sâbit kıl.Mîzânda sevaplarımı ağır kıl.Îmânımı gerçekleştir.(Cennetteki) derecemi yükselt.Namazımı kabul eyle. Günahımı bağışla. Senden cennetin yüksek derecelerine ermeyi dilerim. Allahım! Senden hayırların başını, açık ve gizlisini vermeni, cennetin yüce derecelerine ermeyi dilerim.Âmîn.Allahım! Senden, getireceğim, yapacağım, açık ve gizli olan şeylerin hayırlısını dilerim. Âmîn. Allahım!Senden adımı yüceltmeni,günahımı bağışlamanı, işimi düzeltmeni, kalbimi (her türlü kötülüklerden) temizlemeni,ırzımı korumanı, kalbimi aydınlatmanı ve ve günahımı bağışlamanı dilerim.Senden cennetin yüce derecelerine ermeyi dilerim.Âmîn.Allahım! Senden nefsime, kulağıma, gözüme, ruhuma, yaradılışıma, ahlâkıma, âileme, hayatıma, ölümüme ve işime bereketler vermeni, sevaplarımı kabul etmeni dilerim. Senden cennetin yüce derecelerine ermeyi dilerim. Âmîn.


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ مُنْكَرَاتِ اْلأَخْلاَقِ، وَاْلأَعْمَالِ، وَاْلأَهْوَاءِ، وَاْلأَدْوَاءِ.))


117. "Allahım!Çirkin ahlaktan,(açık) amellerden,hevâlar(a uymak)dan ve hastalıklardan sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ قَنِّعْنِي بِمَا رَزَقْتَنِي، وَبَارِكْ لِي فِيهِ، وَاخْلُفْ عَلَيَّ كُلَّ غَائِبَةٍ لِي بِخَيْرٍ.))


118. "Allahım! Bana rızık olarak verdiklerine beni kanaatkâr eyle ve onu bana bereketli kıl.Benden gizli -saklı olan her nefsin daha hayırlısı bana ver."


(( اللَّهُمَّ حَاسِبْنِي حِسَابًا يَسِيرًا.))


119. "Allahım! (Kıyâmet günü) benim hesabımı kolay kıl (beni kolay hesaba çek)!."


(( اَللَّهُـمَّ أَعِنِّا عَلَى ذِكْرِكَ، وَشُكْرِكَ، وَحُسْنِ عِبَادَتِكَ.))


120. "Allahım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibâdet etmekte bize yardım et."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ إِيمَانًا لَا يَرْتَدُّ، وَنَعِيمًا لَا يَنْفَدُ، وَمُرَافَقَةَ مُحَمَّدٍ ج فِي أَعْلَى جَنَّةِ الْخُلْدِ.))


121. "Allahım! Senden, dönmeyen bir îmân, bitmeyen bir nimet ve kalıcı cennetin en yüksek yerinde Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte olmayı dilerim."


(( اَللَّهُمَّ قِنِي شَرَّ نَفْسِي، وَاعْزِمْ لِي عَلَى أَرْشَدِ أَمْرِي، اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِي مَا أَسْرَرْتُ، وَمَا أَعْلَنْتُ، وَمَا أَخْطَأْتُ، وَمَا عَمَدْتُ، وَمَا عَلِمْتُ، وَمَا جَهِلْتُ.))


122. "Allahım! Beni, nefsimin şerrinden koru ve beni, en doğru işimde kararlı kıl. Allahım! Gizli ve açık, hatalı ve kasıtlı, bilerek ve bilmeyerek yaptığım bütün günahlarımı bağışla!"


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ مِنْ غَلَبَةِ الدَّيْنِ، وَغَلَبَةِ الْعَدُوِّ، وَشَمَاتَةِ اْلأَعْدَاءِ.))


123. "Allahım! Borç altında ezilmekten, düşmanın bana üstün gelmesinden ve başıma gelen belâ yüzünden düşmanların bana gülmelerinden sana sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْليِ، وَاهْدِنيِ، وَارْزُقْنيِ، وَعاَفِنيِ، وَأَعُوذُ بِاللهِ مِنْ ضِيقِ الْمَقَامِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ.))


124. Allahım! Beni bağışla, bana hidâyet ver, beni rızıklandır ve (görünen ve görünmeyen bütün hastalıklardan) bana âfiyet ver. Kıyâmet gününün korkunç dehşetinden Allah'a sığınırım."


(( اَللَّهُمَّ مَتِّعْنيِ بِسَمْعِي، وَبَصَرِي، وَاجْعَلْهُمَا الْوَارِثَ مِنِّي، وَانْصُرْنِي عَلَى مَنْ يَظْلِمُنِي، وَخُذْ مِنْهُ بِثَأْرِي.))


125."Allahım! (Beni yaşattığın sürece) kulağımdan ve gözümden faydalanmayı nasip et ve ikisini sağlık içinde bulundur. Bana zulmeden (dîn düşmanına) karşı bana yardım et ve öcümü ondan al."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ عِيشَةً نَقِيَّةً، وَ مِيتَةً سَوِيَّةً، وَمَرَدًّا غَيْرَ مُخْزٍ وَلَا فَاضِحٍ.))


126."Allahım! Senden, temiz (mutlu) bir hayat, düzgün bir ölüm,rüsvay olunmayan ve utanç duyulmayan bir dönüş dilerim."


(( اَللَّهُمَّ لَكَ الْحَمْدُ كُلُّهُ. اَللَّهُمَّ لَا قَابِضَ لِمَا بَسَطْتَ، وَلَا بَاسِطَ لِمَا قَبَضْتَ، وَلَا هَادِيَ لِمَا أَضْلَلْتَ، وَلَا مُضِلَّ لِمَنْ هَدَيْتَ، وَلَا مُعْطِيَ لِمَا مَنَعْتَ، وَلَا مَانِعَ لِمَا أَعْطَيْتَ، وَلَا مُقَرِّبَ لِمَا بَاعَدْتَ، وَلَا مُبَاعِدَ لِمَا قَرَّبْتَ. اَللَّهُمَّ ابْسُطْ عَلَيْنَا مِنْ بَرَكَاتِكَ، وَرَحْمَتِكَ، وَفَضْلِكَ، وَرِزْقِكَ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ الْمُقِيمَ الَّذِي لَا يَحُولُ، وَلَا يَزُولُ. اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ النَّعِيمَ يَوْمَ الْعَيْلَةِ، وَالْأَمْنَ يَوْمَ الْخَوْفِ. اَللَّهُمَّ إِنِّي عَائِذٌ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا أَعْطَيْتَنَا، وَشَرِّ مَا مَنَعْتَ. اَللَّهُمَّ حَبِّبْ إِلَيْنَا الْإِيمَانَ، وَزَيِّنْهُ فِي قُلُوبِنَا، وَكَرِّهْ إِلَيْنَا الْكُفْرَ، وَالْفُسُوقَ، وَالْعِصْيَانَ، وَاجْعَلْنَا مِنْ الرَّاشِدِينَ. اَللَّهُمَّ تَوَفَّنَا مُسْلِمِينَ، وَأَحْيِنَا مُسْلِمِينَ، وَأَلْحِقْنَا بِالصَّالِحِينَ غَيْرَ خَزَايَا، وَلَا مَفْتُونِينَ. اَللَّهُمَّ قَاتِلِ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ يُكَذِّبُونَ رُسُلَكَ، وَيَصُدُّونَ عَنْ سَبِيلِكَ، وَاجْعَلْ عَلَيْهِمْ رِجْزَكَ، وَعَذَابَكَ. اَللَّهُمَّ قَاتِلِ الْكَفَرَةَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَهَ الْحَقِّ [آمِينَ].))


127."Allahım! Hamd, sanadır. Allahım! Senin verdiğinden kimse kısamaz,kıstığına da kimse veremez. Senin saptırdığına kimse hidâyet edemez, hidâyet ettiğini de kimse saptıramaz. Senin verdiğini kimse engelleyemez, engellediğine de kimse veremez. Senin uzaklaştırdığını kimse yaklaştıramaz, yaklaştırdığını da kimse uzaklaştıramaz.Allahım! Bereketlerinden, rahmetinden, lütuf ve rızkından bize bol bol ver. Allahım! Senden, değişmeyen ve yok olmayan sürekli nimetler dilerim.Allahım! Senden, fakirlik gününde nimetler ve korku gününde güven dilerim.Allahım! Bize bahşettiğin ve bahşetmediğin şeylerin şerrinden sana sığınırım. Allahım! Bize îmânı sevdir ve kalplerimizde onu güzelleştir. Küfrü, fâsıklığı (Allah'a itaatten çıkmayı) ve isyanı (Allah'a karşı gelmeyi) bize çirkin göster.Bizi, (bu sıfatlara sahip) hak yolda yürüyenlerden kıl.Allahım!Bizi müslümanlar olarak vefat ettir ve müslümanlar olarak dirilt. Bizi, rüsvay etmeden ve belâlalara maruz bırakmadan iyilerle birlikte kıl.Allahım! Elçilerini yalanlayan ve senin yolundan (dîninden) yüz çeviren kâfirleri kahret ve onların üzerine azabını indir! Allahım! Kendilerine kitap verilen kâfirleri kahret!.Ey hak ilah! Âmîn."


(( اَللَّهُمَّ اغْفِرْ ليِ،وَارْحَمْنِي،وَاهْدِنِي، وَعَافِنيِ،وَارْزُقْنيِ، وَاجْبُرْنِي، وَ ارْفَعْنيِ.))


128. "Allahım! Beni bağışla, bana merhamet et, beni doğru yola ilet, bana âfiyet ver, bana rızık ver, beni islah eyle ve beni yücelt."


(( اَللَّهُمَّ زِدْنَا، وَلاَ تَنْقُصْنَا، وَأَكْرِمْنَا، وَلاَ تُهِنَّا، وَأَعْطِنَا، وَلاَ تَحْرِمْنَا، وَآثِرْنَا، وَلاَ تُؤْثِرْ عَلَيْنَا، وَأَرْضِنَا، وَارْضِ عَنَّا.))


129. "Allahım! Sevabımızı arttır, (iyilik, derece ve sayımızı) azaltma. (Dünyadaki amacımıza ulaşmak ve âhiretteki derecelerimizi yükseltmek sûretiyle) bize ikrâm eyle. Bizi alçaltma (zelîl kılma). Bize ihsân eyle, bizi mahrum bırakma.(Rahmet, ikram ve inâyetin ile) bizi üstün kıl.(Lütuf ve himâyenle) başkasını bize üstün kılma.Hakkımızda takdir ettiğine bizi râzı eyle ve kolay amellerle bizden râzı ol."


(( الَلَّهُمَّ أَحْسَنْتَ خَلْقِي، فَأَحْسِنْ خُلُقِي.))


130. "Allahım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi, ahlâkımı da güzel kıl."


(( اللَّهُمَّ ثَبِّتْنِي، وَاجْعَلْنِي هَادِيًا مَهْدِيًّا.))


131. "Allahım! (Ayaklarımı dînin üzere) sâbit kıl ve beni, kendisi hidâyet bulmuş, (insanlara iyiliği gösteren) bir rehber kıl."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الثَّبَاتَ فِي الأَمْرِ، وَالْعَزِيمَةَ عَلَى الرُّشْدِ، وَأَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ شُكْرَ نِعْمَتِكَ، وَحُسْنَ عِبَادَتِكَ، وَأَسْأَلُكَ قَلْباً سَلِيماً، وَلِسَاناً صَادِقاً، وَأَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا تَعْلَمُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا تَعْلَمُ، وَأَسْتَغْفِرُكَ لِمَا تَعْلَمُ، إنَّكَ عَلاَّمُ الغُيُوبِ.))


132. "Allahım! Senden işimde sebât,doğru yolda kararlılık, rahmetini gerektiren şeylerle bağışlanmayı gerektiren kararlarını, nimetine şükretmeyi, sana güzel ibâdet etmeyi, selîm kalp, doğru konuşan dil dilerim.Senden, bildiğin iyilikleri dilerim.Bildiğin günahların şerrinden sana sığınırım.Beni bağışlamanı dilerim.Çünkü sen, gizlileri çok iyi bilensin."


(( اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْفِرْدَوْسَ أَعْلَى الْجَنَّةِ.))


133. "Allahım!Senden cennetin en yüksek yeri olan Firdevs'i dilerim."


(( اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ. اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مَحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مَحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى إِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ إِبْرَاهِيمَ إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ.))


134. "Allahım! İbrahim’i ve İbrahim’in âilesini meleklerinin yanında meth ettiğin gibi, Muhammed’i ve Muhammed’in âilesini de meleklerinin yanında meth et.Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin. Allahım! İbrahim’i ve İbrahim’in âilesini mübârek kıldığın gibi, Muhammed’i ve Muhammed’in âilesini de mübarek kıl. Şüphesiz ki sen; çok övülensin, şeref sahibisin."


Celâline ve yüce hükümranlığına yaraşan her türlü hamd, âlemlerin Rabbi Allah'adır.


Allahım! Peygamberimiz Muhammed'e, onun âile halkına, ashâbına ve kıyâmet gününe kadar ona en güzel şekilde uyanlara salât ve selâm eyle.


Kaynak: Saîd b. Ali el-kahtânî Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

[1] Mesîh Deccâl'in zuhûr etmesi; Kıyâmetin büyük alâmetlerindendir. Yeryüzünün zâlim krallarından birisi gibi zuhûr edecektir. Önce peygamber, daha sonra da rab olduğunu iddiâ edecektir.Halktan câhil insanlar ona tâbi olacak, ancak Allah'ın sâlih kulları ona karşı gelecek ve onun yalancı olduğunu söyleyeceklerdir. Yeryüzünde -Mekke ve Medîne dışında- köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir, ülke ülke atıyla dolaşarak basmadık yer bırakmayacaktır. Yeryüzünde kalması kırk gün olacaktır. Ancak bu kırk günün bir günü; bir sene, bir günü bir ay, bir günü bir hafta ve geri kalan günleri de normal günler gibi olacaktır.Yâni toplam kalacağı gün; bir sene, iki ay, on beş gün olacaktır. Mesîh adıyla anılmasının sebebi; bir gözünün kör olmasından veya -Mekke ve Medîne dışında- yeryüzünde basmadık yer bırakmayacak olmasından dolayıdır. Deccâl adıyla anılmasının sebebi ise; çok yalan söyleyerek bâtılı hak göstermesinden dolayıdır. (Çeviren)

Radyo ve Televizyondaki İmama Uyarak Cemaatle Namaz Kılmak Caiz midir ?

Bir müslümanın, özellikle de kadınların, imamı görmeden televizyon veya radyodan naklen verilen namazla birlikte namaz kılması câiz midir?

Bir kimsenin, radyo veya televizyon aracılığıyla imama uyması câiz değildir. Çünkü cemaatle namazdan maksat; bir araya gelmektir. Cemaatin bir yerde olması veya safların birbirine bitişik olması gerekir.

Maksat hâsıl olmayacağı için radyo veya televizyon aracılığıyla namaz câiz değildir.Eğer bunu câiz görürsek, herkesin kendi evinde beş vakit namazı, hatta cumayı kılması mümkün olur ki bu, Cumanın ve cemaatin meşruiyetine aykırıdır.Buna göre ister kadınların, isterse başkalarının, radyo veya televizyonun arkasında namaz kılması helal değildir.

Peygamber Efendimizin Soy Ağacı ve Ailesi


Bu Yazımızda Peygamber Efendimizin soyağacı. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) babası, amcası, dedesi kimdir ? Peygamber Efendimizin ailesi hakkında bilgiler bulacaksınız.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (a.s.), Mekke’deki Kureyş kabilesinin Haşimoğulları kolundandır. Babası Abdullah, dedesi ise Abdulmuttalib’di. Abdulmuttalib’in babası yani Hz. Muhammed’in büyük dedesi olan Haşim’in asıl adı Amr idi. Haşim kendi döne- minde Mekke’ye, Kâbe’yi ziyaret eden hacılara su (sikâye) ve yiyecek (rifâde) verme işiyle görevliydi. O aynı zamanda çok sık olmasa da ticarî seyahatlerde bulunuyordu. Haşim, Suriye’ye yaptığı ticarî seyahatlerinden birinde Yesrib (Medine)’de Neccaroğullarından Selma binti Amr ile evlendi ve bu evlilikten Peygamberimiz (a.s.)’in dedesi Abdulmut- talib (asıl adı Şeybe) doğdu. Haşim, yine Suriye’ye yaptığı ticarî yolculuklarından birin- de Gazze’de vefat etti. Haşim’in ölümü üzerine kardeşi Muttalib, Medine’de annesinin yanında kalmakta olan yeğeni Şeybe’yi (Abdulmuttalib) Mekke’ye getirdi. Şeybe’yi Muttalib’in kölesi zanneden Mekkeliler ona “Muttalib’in kölesi” anlamına gelen Abdul- muttalib ismini verdiler ve Şeybe artık bundan sonra Abdulmuttalib ismiyle anılmaya başlandı. Abdulmuttalib, Haşimoğullarının başkanı idi.

Abdulmuttalib, Kâbe’nin yanındaki Zemzem kuyusunun yerini yeniden bularak, orayı kazan kişidir. Zemzem kuyusunu o sırada tek oğlu olan Hâris ile kazarken Kureyş’in ileri gelenleri tarafından rahatsız edilmesi üzerine “on oğul sahibi olur da kendisini düşman- larına karşı koruma durumuna gelirlerse, içlerinden birisini Tanrı adına Kâbe’de kurban edeceğine söz verdiği tarihçiler tarafından rivayet edilmektedir. Allah’ın onun bu dileği- ni gerçekleştirdiği ve ona 10 çocuk verdiği, bunun üzerine de Abdulmuttalib’in sözünü gerçekleştirmek üzere Kâbe’de, kurban edilecek oğlunu belirlemek için o zamanın âdet- lerine göre kur’a çektiği ve bu kur’anın Peygamber Efendimizin babası olan Abdullah’a çıktığı ifade edilmektedir. Ancak yine mevcut geleneğe göre Abdullah’ın kurtuluşu, onun yerine deve kurban edilmesi şartıyla mümkündü. Öyle ki, Abdullah ile deve ara- sında çekilen her kur’a Abdullah’a isabet ediyordu. Ta ki kurban edilecek develerin sayısı 100’e ulaştığında kur’a develere isabet ederek son buldu. Böylece Abdullah’ın yerine 100 deve kurban edildiği söylenmektedir. 

Abdulmuttalib, hacıların su (sikâye) ve yemek (rifâde) ihtiyacını karşılama görevini de yürüten bir şahıstı. Kur’an’da Fil suresinde söz edilen Fil olayı sırasında Kâbe’yi yıkma amacıyla gelen Yemen hükümdarı Ebrehe ile görüşmelerde bulunan şahıs yine Abdul- muttalib idi.

Abdulmuttalib’in oğlu, Hz. Peyamber’in babası Abdullah da ailenin diğer fertleri gibi Suriye ile ticarî ilişkiler içerisinde olan biriydi. Abdullah, Kureyş kabilesinin Zühre koluna mensup Vehb’in kızı Amine ile evlendi. Bu evlilikten birkaç ay sonra çıktığı ticarî yolculuklardan birini Gazze’ye gerçekleştirdi, dönerken uğradığı Medine’de, babasının dayılarının yanında, oldukça genç bir yaşta, hastalanarak öldü. Muhammed (a.s.) babasının ölümünden kısa bir süre sonra 20 Nisan 571 tarihinde Mekke’de doğ- du. Onun doğduğu yıl, Ebrehe’nin Kâbe’yi yıkmak üzere Mekke’ye savaş girişiminde bulunduğu yıldır.

Peygamber Efendimizin soyu İsmail peygamber soyundan, Adnaniler kavminden, Kureyş kabilesinin Haşimoğulları sülalesinden gelir. Rivayet edilen soy silsilesi şöyledir: Muhammed, Abdullah, Abdulmuttalib (Şeybe), Hâşim, Abd-i Menaf (Muğire), Kusayy, Kilab, Mürre, Kâb, Lüeyy, Galib, Fihr, Mâlik, Nadr, Kinâne, Hüzeyme, Müdrike (Amir), İlyas, Mudar, Nizar, Maad, Adnan Ayrıca Muhammed, kendi soyunun İbrahim'den geldiğini ifade eder: "Allah, İbrahimoğullarından İsmail'i, İsmailoğullarından Kinaneoğullarını, Kinaneoğullarından Kureyş'i, Kureyş'ten Beni Hâşim'i, Beni Hâşim'den de beni seçmiştir."

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) Soyağacı - İnfografik

Peygamber Efendimizin Soy Ağacı ve Ailesi


29 Eylül 2015 Salı

Yolculukta Namaz Nasıl Kılınmalıdır ? (İnfografik)


Yolculukta Namaz Nasıl Kılınmalıdır ? - İnfografik


Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) Veda Hutbesi (Türkçe - Arapça)


VEDA HUTBESİ - خُطبة حَجّة الوداع

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) Vedâ haccında, 9 Zilhicce Cuma günü zevâlden sonra Kasvâ adlı devesi üzerinde, Arafat Vâdisi'nin ortasında 124 bin Müslümanın şahsında bütün insanlığa şöyle hitab etti: 

"Hamd Allah'a mahsustur. O'na hamdeder, O'ndan yardım isteriz. Allah kime hidâyet ederse, artık onu kimse saptıramaz. Sapıklığa düşürdüğünü de kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki; Allah'dan başka ilâh yoktur. Tektir, eşi ortağı, dengi ve benzeri yoktur. Yine şehâdet ederim ki, Muhammed O'nun kulu ve Rasûlüdür." 

"Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur. 

Ashabım! Muhakkak Rabbinize kavuşacaksınız. O'da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakin benden sonra eski sapıklıklara dönmeyiniz ve birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi, burada bulunanlar,bulunmayanlara ulaştırsın. Olabilir ki, burada bulunan kimse bunları daha iyi anlayan birisine ulaştırmış olur. Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Biliniz ki, faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmutallib'in oğlu (amcam) Abbas'ın faizidir. Lakin anaparanız size aittir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. 

Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası Abdulmuttalib'in torunu Iyas bin Rabia'nın kan davasıdır. 

Ey insanlar! Muhakkak ki, şeytan şu toprağınızda kendisine tapınmaktan tamamen ümidini kesmiştir. Fakat siz bunun dışında ufak tefek işlerinizde ona uyarsanız, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız. 

Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah'ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah'ın emriyle helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınların da sizin üzerinizde hakkı vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınızı; yatağınızı hiç kimseye çiğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimseleri izniniz olmadıkça evlerinize almamalarıdır. Eğer gelmesine müsaade etmediğiniz bir kimseyi evinize alırlarsa, Allah, size onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve daha olmazsa hafifçe dövüp sakındırmanıza izin vermiştir. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir. 

Ey mü'minler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uydukça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler, Allah'ın kitabı Kur-ân-i Kerim ve Peygamberin sünnetidir. 

Mü'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz! Müslüman Müslüman'ın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslüman'a kardeşinin kanı da, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse o başkadır. 

Ey insanlar! Cenab-ı Hak her hak sahibine hakkını vermiştir. Her insanın mirastan hissesini ayırmıştır. Mirasçıya vasiyet etmeye lüzum yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa ona aittir. Zina eden kimse için mahrumiyet vardır. 

Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır. Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız O'ndan en çok korkanınızdır. Azası kesik siyahî bir köle başınıza amir olarak tayin edilse, sizi Allah'ın kitabi ile idare ederse, onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Kimse kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba, oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Dikkat ediniz! Şu dört şeyi kesinlikle yapmayacaksınız: 

- Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmayacaksınız. 
- Allah'ın haram ve dokunulmaz kıldığı canı, haksız yere öldürmeyeceksiniz. 
- Zina etmeyeceksiniz. 
- Hırsızlık yapmayacaksınız. 

İnsanlar! Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz? " Sahabe-i Kiram birden söyle dediler: "Allah'ın elçiliğini ifa ettiniz, vazifenizi hakkıyla yerine getirdiniz, bize vasiyet ve nasihatte bulundunuz, diye şahadet ederiz!" 

Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz (S.A.V.) şahadet parmağını kaldırdı, sonra da cemaatin üzerine çevirip indirdi ve söyle buyurdu: "Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! Şahit ol yâ Rab! "

VEDA HUTBESİ ARAPÇA - خُطبة حَجّة الوداع

((الحمد لله، نحمَده ونستعينه، ونستغفره ونتوب إليه. ونعوذ بالله من شرور أنفسنا، ومن سيِّئات أعمالنا. من يَهْدِ الله فلا مُضلّ له، ومن يُضلِلْ فلا هادي له. وأشهد أن لا إله إلاّ الله وحْده لا شريك له، وأنّ محمداً عبدُه ورسولُه. أوصيكُم عبادَ الله بتقوى الله! وأحثّكم على طاعته! وأستفتح بالذي هو خير.أمّا بعد،
أيها الناس!
اسمعوا منِّي أًبَيِّنْ لكم! فإنِّي لا أدري لعلّي لا ألقاكم بعد عامي هذا في موقفي هذا.
أيها الناس!
إنّ دماءَكم وأموالَكم عليكم حرام إلى أن تلقَوْا ربّكم، كحُرمة يومكم هذا، في شهْركم هذا، في بلَدكم هذا. ألاَ هل بلّغت؟ اللهم اشْهدْ! فمَن كانت عنده أمانةٌ فلْيُؤدِّها إلى الذي ائتَمَنه عليها.
وإنّ رِبا الجاهلية موضوع. وإنّ أوّلَ رباً أبدأ به: رِبَا عمِّي العباس بن عبد المطلب. وإن دماءَ الجاهلية موضوعة. وأوّلُ دمٍ أبدأ به: دمُ عامر بن ربيعة بن الحارث بن عبد المطلب. وإنّ مآثِرَ الجاهلية موضوعة، غيرَ السّدانة والسِّقاية. والعَمْد قَوَد. وشِبْه العَمْد ما قُتل بالعصا والحجَر، وفيه مائة بعير؛ فمن زاد فهو من أهل الجاهلية.
أيّها الناس!
إنّ الشيطان قد يئِس أن يُعبد في أرضكم هذه، ولكنّه قد رضِي أن يُطاع فيما سوى ذلك ممّا تَحقِرون من أعمالكم.
أيها الناس!
{إِنَّمَا النَّسِيءُ زِيَادَةٌ فِي الْكُفْرِ يُضَلُّ بِهِ الَّذِينَ كَفَرُوا يُحِلُّونَهُ عَاماً وَيُحَرِّمُونَهُ عَاماً لِيُوَاطِئُوا عِدَّةَ مَا حَرَّمَ اللَّهُ فَيُحِلُّوا مَا حَرَّمَ اللَّهُ}.إنّ الزمان قد استدار كهيئتِه يومَ خلَق الله السموات والأرض، منها أربعةٌ حُرُم: ثلاثٌ متواليات، وواحدٌ فرد: ذو القعدة، وذو الحجّة، والمُحرّم، ورجب الذي بين جُمادى وشعبان. ألاَ هل بلّغت؟ اللّهمّ اشهد!
أيها الناس!
إنّ لِنسائكم عليكم حقاً، ولكُم عليهنّ حقّ. ولكُم عليهنّ ألاّ يوطِئْنَ فُرَشَكم غيرَكم، ولاَ يُدخلْن أحداً تكرهونه بيوتَكم إلاّ بإذْنكم، ولا يأتينَ بفاحشة مبيِّنة. فإن فعلْن، فإنّ الله قد أذِن لكم أن تهجروهنّ في المضاجع، وتضربوهنّ ضرباً غيرَ مبرِّح. فإن انتهيْن وأطعْنَكم، فعليكم رزقُهنّ وكسوتهنّ بالمعروف. وإنما النساء عندكم عوانٍ لا يملكْن لأنفسهنّ شيئاً. أخذتموهُنّ بأمانة الله، واستحلَلْتم فروجهنّ بكلمة الله. فاتّقوا الله في النساء! واستَوْصُوا بهنّ خيْراً! ألاَ هل بلّغْت؟ اللهمّ اشهَدْ! ألاَ هل بلّغت؟ اللهمّ اشهدْ!
أيها الناس!
إنما المؤمنون إخْوة، ولا يَحِلُّ لامرئٍ مسلم مالُ أخيه إلاّ عن طيبِ نفْسٍ منه! ألا هل بلّغت؟ اللهمّ اشهدْ! فلا ترجِعُنّ بعدي كفّاراً يضرب بعضُكم رقابَ بعضٍ؛ فإنِّي قد تركتُ فيكم ما إن تمسّكتُم به لن تَضِلّوا بعده: كتاب الله! ألا هل بلّغت؟ اللهم اشهدْ!
أيها الناس!
إنّ ربكم واحد! وإنّ أباكم واحد! كلّكم لآدم، وآدمُ من تراب! أكرمُكم عند الله أتقاكم. إن الله عليم خبير. ليس لعربِيٍّ على عَجميٍّ فضلٌ إلاّ بالتقوى. ألاَ هل بلّغت؟ اللهمّ اشهدْ!)). قالوا: نعم. قال: ((فلْيُبلِّغِ الشّاهدُ الغائبَ! أيّها الناس! إنّ الله قسَم لكلِّ وارثٍ نصيبَه من الميراث؛ فلا تجوز وصيّة لوارث في أكثر من الثّلث. والولدُ للفراش، وللعاهر الحجَر. مَن ادّعَى لغير أبيه، أو تولّى غيرَ مواليه، فعليه لعنةُ الله والملائكة والناس أجمعين؛ لا يُقبل منه صرفٌ ولا عدلٌ. والسلام عليكم ورحمة الله وبركاته)).

*Ashap: Peygamber Efendimize iman ederek O'nu gören ve müslüman olarak ölen kimselere denmektedir.

Peygamberimizin Risalet Günlüğü İnfografik

Veda Hutbesi ve Risalet İnfografik

23 Eylül 2015 Çarşamba

2015 Kurban Bayramı Hutbesi

2015 Kurban Bayramı Hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığının, Din Hizmetleri Genel Müdürlüğünce hazırlanan Kurban Bayramının 1. Günü Bayram namazında okunacak olan 24 Eylül tarihli hutbeye aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Aziz Müminler! Rabbimizin rızasını umarak O’nun evine koşan, bu bayramın huzur ve sevincine kavuşan Aziz Kardeşlerim! Sabahınız hayrolsun. Bayramınız mübarek olsun. Bizleri bu bayrama eriştiren Âlemlerin Rabbine sonsuz hamd-ü senalar olsun. Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz, Efendimiz (s.a.s)’e hitaben şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz biz sana bitmez tükenmez nimetler verdik.

Öyleyse sen rabbin için namaz kıl ve kurban kes! Asıl soyu kesik olan, sana karşı nefret duyandır.” 1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir kurban bayramı günü ashabına şöyle seslenmiştir: “Bugün ilk işimiz, bayram namazı kılmak, sonra da kurban kesmektir. Böyle yapanlar, sünnetimize uygun davranmış olur.”2 Bugün, Allah’ın varlığına ve birliğine, Muhammed Mustafa (s.a.s.)’in peygamberliğine inananların bayramıdır. Bugün, iman kardeşliğinin tekbirler, tebrikler ve tebessümlerle hayat bulduğu zamandır. Bu kardeşliğe ne kadar da muhtacız! İnşaallah mübarek Kurban Bayramını, kardeşliğimizin tesisine vesile kılacağız. Bugün burada aynı safta yan yana durduk; Allah’ın huzuruna aynı şuur ve duygularla, aynı coşkuyla vardık. Samimiyetle ellerimizi Rabbimize, gönül kapılarımızı da birbirimize açtık.

 Aziz Kardeşlerim! Bugün, bizleri Rabbimize yaklaştıran, birbirimize kaynaştıran, insanlığı tevhitte buluşturan muazzam bir ibadet olan kurban günüdür. Bugün, kurbanlarımızla Hz. İbrahim’in sadakatini, Hz. İsmail’in teslimiyetini örnek aldığımızı bir kez daha ikrar edeceğimiz gündür. Bugün, asıl sahip olduğumuzun, Allah rızası için verdiğimiz; asıl rahatımızın, rahata erdirmemiz; asıl huzurumuzun, huzurlu kılmamız olduğunu bir kez daha bizlere hatırlatan gündür. Bugün, varlık vesilemiz olan anne babalarımıza hürmet ve merhametimizi, varımızı yoğumuzu paylaştığımız eşlerimize ülfet ve muhabbetimizi, ciğerparelerimiz evlatlarımıza ilgi ve şefkatimizi zirveye çıkaracağımız gündür. Bugün, kardeşlerimize, komşularımıza, akrabalarımıza kurban etinden öte sıcak bir gönül, mütebessim bir yüz, tatlı bir söz ikram edeceğimiz gündür. Bugün, dünyanın türlü hengâmesi içerisinde yorulan, paslanan zihin ve gönüllerimizin bayram sevinciyle parlayacağı gündür. Bugün, yanımızda saf tutan kardeşlerimizle, gözlerimizin içine bakarak, ellerimizi tutarak, sımsıkı kucaklaşarak tebrikleşeceğimiz; huzur ve dirliğimizi, mutluluk ve birliğimizi pekiştireceğimiz gündür.

Kardeşlerim! Bayramlar, Allah’ın biz müminlere lütfettiği birer armağandır; her türlü günahtan, kötülüğün kaynağı olan vasıflardan arınmak, eksikliklerimizi gidermek için bizlere sunulan fırsatlardır. Bayramlar, mazlumun, fakirin, yetimin, kimsesiz ve muhtaçların yanında olma zamanıdır. Müminlerin, dua ve yakarışlarını hep beraber Rahman’a arz edişlerinin, sevinçlerini paylaşmalarının, aynı iklimi teneffüs etmelerinin, yardımlaşma ve dayanışmanın vaktidir. Renk, ırk, dil, coğrafya farklılığı gözetmeksizin eşitlenmenin, kendini bilmenin, kardeşimizin farkında olmanın, hassasiyetin, hiç bir canı incitmemenin, geleceğe dair ümitleri tazelemenin adıdır bayramlar.

Bayramlar, tekbirlerimiz, tehlillerimiz, tesbihlerimiz, telbiyelerimiz ve dualarımızla bize tevhid şuuru aşılayan, benliğimizi yenileyen, ruhumuzu dirilten, nefsimizi arındıran ve imanımızı coşturan kutlu günlerdir. Kıymetli Kardeşlerim! Bu bayram, müminlerin bir kısmının, bütün ümmeti temsilen Allah’ın evi Kâbe’de, mahşeri andıran Arafat’ta, kötülüklerin bırakıldığı Mina’da misaklarını yeniledikleri ve bu coşkuyla Medine’de Resûlullah (s.a.s)’i ziyaret ettikleri, o kutsal toprakların huzurunu ülkelerine ve ülkemize taşıdıkları günlerdir. Şu kadar var ki; İslam dünyası, son birkaç yüzyılı hep çile, sıkıntı ve kargaşa içinde geçirdi. Birçok İslâm ülkesinde şiddet, terör ve iç savaşın ardı arkası kesilmiyor. Bayramın tadını ve heyecanını hissedemeyen nice anneler, evlatları için gözyaşı döküyor. Bayramda ailesine kavuşamayan nice babalar, savaşın ortasında bayramın huzurunu özlüyor. Nice masum yavru, bayrama hüzün ve yıkılmış hayallerle giriyor.

 Bu hazin manzara karşısında bizler, dualarımıza kardeşlerimizi de dâhil ederek içtenlikle Rabbimize yalvarıyor ve diyoruz ki; Rabbimiz! İslam beldelerini her türlü felâket, istila, işgal ve mağduriyetten kurtar ve koru! Yâ Rabbi! Yürekleri yanmış, huzurları çalınmış, yarınları ellerinden alınmış müminlere aydınlık günler ve gelecekler göster! Müminlere güç, irade, feraset, basiret, birlik, dirlik ihsan eyle Allah’ım! Güzel yurdumuzu ve bizleri karanlıklara sürüklemek, fitne ateşiyle bizi tutuşturmak isteyenlere fırsat verme; onlara karşı yekvücut olmayı milletçe hepimize nasip eyle Allah'ım! Yâ Rabbi! Dinimiz, vatanımız, şanlı bayrağımız, milletimiz ve bütün mukaddesatımız için canlarını feda eden aziz şehitlerimize merhametinle muamele eyle! Bizleri şehitlerin uğrunda can verdikleri değerlerimizden ayırma; bu bayramı birlik, beraberlik ve kardeşliğimizin pekişmesine vesile eyle Allah’ım!

1 Kevser, 108/1-3. 2 Buhârî, Îdeyn, 3.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Bayram Namazı Nasıl Kılınır ?

Osmanlı'da Kurban Bayramı Manzarası
Bu yıl 24 Eylül'e tekabül edecek olan Kurban Bayramı için hazırlıklar başladı. Yarın sabahın ilk saatlerinde bayram namazı kılınacak daha sonra hali vakti yerinde olanlar kurban kesip ibadetini yaşayacak ve bu mübarek günün rahmetine hep birlikte nail olacağız. Kurban bayramında kılınacak olan bayram namazını unutanlar ve yeniden hatırlayanlar için kısaca anlatalım.

Bayram namazı iki rekâttır. Cemaatle kılınır. Bayram namazlarında ezan okumak, ikamet getirmek yoktur. Bayram hutbesi sünnettir ve namazdan sonra okunur. Cuma hutbesi ise farzdır, namazdan önce okunur.

Diğer namazlardan farklı olarak bayram namazlarının birinci rek'atında üç, ikinci rek'atında da üç kere olmak üzere fazladan altı tekbir alınır. Bunlara "Zevaid" tekbirleri denir.

Bayram Namazının Kılınışı Birinci Rek'at:

1) Cemaat düzgün sıralar halinde imamın arkasında yer alır ve "Niyet ettim Allah rızası için Kurban Bayramı namazını kılmaya, uydum imama" diye niyet eder.

2) imam "Allahu Ekber" deyip ellerini yukarıya kaldırınca. Cemaat de "Allahu Ekber" diyerek ellerini yukarıya kaldırıp göbeği altına bağlar.

3) Hem imam, hem de cemaat gizlice "Sübhaneke"yi okur. Bundan sonra üç kere tekbir alınır. Tekbirlerin alınışı şöyledir:

Birinci Tekbir: imam yüksek sesle, cemaat da onun peşinden gizlice "Allahu Ekber" diyerek (iftitah tekbirinde olduğu gibi) ellerini yukarıya kaldırıp sonra aşağıya salıverirler. Burada kısa bir süre durulur.

İkinci Tekbir: ikinci defa "Allahu Ekber" denilerek eller yukarıya kaldırılıp yine aşağıya salıverilir ve burada da birincide olduğu kadar durulur.

Üçüncü Tekbir: Sonra yine "Allahu Ekber" denilerek eller yukarıya kaldırılır ve aşağıya salıverilmeden bağlanır.

4) Bundan sonra imam, gizlice "Euzü Besmele", açıktan Fatiha ve bir sure okur .(Cemaat bir şey okumaz, imamı dinler)

5) Rükû ve secdeler yapılarak ayağa (ikinci rek'ata) kalkılır ve eller bağlanır.

Bayram Namazının Kılınışı İkinci Rek'at:

6) imam gizlice Besmele, açıktan da Fatiha ve bir sure okur. Sure bitince imam yüksek sesle, cemaat da içinden

(birinci rek'atta olduğu gibi) üç kere daha tekbir alır, üçüncü tekbirden sonra eller bağlanmadan, dördüncü tekbir ile rükua varılır. Sonra da secdeler yapılarak oturulur.

7) Oturuşta. İmam ve cemaat, Ettehiyyatü. Allahumme salli, Allahumme barik ve Rabbena Atina ... duasını okuyarak önce sağa, sonra sola selam verip namazı bitirirler. Namazdan sonra hutbe okunur.